23 Ekim 2010 Cumartesi

Kadıköy'e 22 saat kala

Daha önce de belirttiğim gibi yarın sahadaki formaların içindeki isimler ve sırtlarındaki numaralardan daha çok kalplerindeki GALATASARAY sevgisi ve futbollarına, mücadelelerine yansıyacak GALASARAY ruhu olmazsa olmazdır bizler için.

Galatasaray nasıl oynamalı, kimler sahada olmalı sorularının karşılığına bakarsak ; Öncelikle Hagi kendi mücadeleci ruhunu ve yenilgiyi kabul etmeyen, maçın sonuna kadar inancını sürdüren futbol karekterini takıma mutlaka yansıtacaktır diye düşünüyorum.Şu anki duruma göre Arda, Baros ve Kewell maalesef oynamıyor, onların yokluğu ciddi anlamda hissedilecektir o kesin, böyle bir durumda da takımın geri kalanlarının içinden mutlaka 1-2 ismin maça ağırlığını koyması gerekiyor.

Bu maçın sürpriz adamı bence Misimoviç olacaktır, Elano'dan benim hiç umudum yok, ki bu maç kendini affettirebileceği önemli bir fırsat olmasına rağmen ben Elano'nun yarın sahada olmasını istemiyorum. Maalesef yedek klübesine baktığımızda ise sonradan oyuna girebilecek Barış dışında kimse görünmüyor. Şu ana kadar pek konuşulmayan ve diğer sakatlıkların gölgesinde kalan olay ise yarın kalede Aykut'un nasıl bir performans sergileyeceği. Ben Aykut'un maça moralli başlaması ve yapacağı bir kaç kurtarışla kendine güveninin gelmesi durumunda maçın tamamında iyi bir performans sergileyeceğini düşünüyorum.

Fenerbahçe'nin Konya maçındaki kadrosundan sadece Özer_Alex değişikliği ile sahaya çıkacağını varsayarsak oldukça hücumcu bir kadroyla sahada olacakları görünüyor. Aslında bu her ne kadar bizim açımızdan dezavantaj olarak gözükse de bir o kadar da aslında avantaj olarak değerlendirilmelidir. Nedenine gelince , Ne Alex,ne Niang, ne Stoch ne de Dia rakiplerini kovalayan ve defansa yardım eden futbol anlayısına sahip değiller. Dolayısıyla orta sahada sert ve baskılı bir oyun ortaya kurabilirsek (sert kısmını özellikle vurguluyorum) bu durumu ciddi bir avantaja çevirebiliriz. Özellikle Mustafa Sarp ve Ayhan'ın yarın minimum hata ve iki kişilik oynamaları gerekiyor.Ben bu maçta Lorik Cana'nın mutlaka sahada olması gerektiğini düşünüyorum,ne kadar çok onların orta sahadaki oyununu bozar ve sert oyunla bastırırsak oyun düzenlerini de bozmuş oluruz.

Ve başa dönelim Misimoviç'ten biraz bahsedelim.... Bugüne kadar büyük bir hayalkırıklığı olarak beklentilerin çok altında kaldı. Almanya'da Wolfsburg'da oynadığı maçları seyretmemiş olsak bu adamı nerden buldular diyebilirdik, ama bu kadar yetenekli bir adamın böyle güçsüz ve çekingen bir futbol oynaması tabi ki kabul edilebilecek bir şey değil, Artık ben kendisinin de bunun farkında olduğunu ve bu maçın özelliğinden dolayı maksimum performansla beklediğimiz Misimoviç'i sahada göstereceğini tahmin ediyorum. (özellikle takımdaki önemli eksiklerin omuzlarındaki sorumluluğu daha da artırdığını düşünürsek).

Pino'nun boş alanda alacağı ara toplarla Caner'le birebir kalacağı pozisyonların yarınki maçta hücum gücümüzü oluşturacağını ve özellikle bu kanatta gerek Sabri gerekse de Pino ile gol pozisyonları yaratacağımızı düşünüyorum.Stoch'un Caner'e fazla destek verememesi de özellikle o kanada daha fazla yüklenmemize neden olacaktır.

Maça moralli başlamamız açısından ise ilk 20 dakikanın defansta hata yapmadan ,kendine güvenli bir oyun sergilememizle çok bağlantılı olduğu düşünürsek bu moralin maçın tamamına da yansıyacağı çok net görünüyor.

Bir ihtimal M.Battal'ın oynaması durumunda atacağı bir gol kimseye sürpriz olarak gelmesin, oldukça yetenekli,  sağ sol şut atabilen, kafaya çok iyi yükselen top sürebilen gerçekten geleceği parlak bir oyuncu. Şu an için tek ihtiyacı olan moral ve kendine güveninin gelmesi için atacağı birkaç gol, yarın bir gol atarsa ondan sonrası çok daha kolay olacaktır ilerki maçlarda onun için.

Neyse artık herşey sahada belli olacak ne desek boş bu saattten sonra , umarım her zaman Saraçoğlu'nda Fener'in yanında olan şans bu kez bizim yanımızda olur.

Kalbimiz sizinle ASLANLAR....

1 yorum:

Unknown dedi ki...

maçtan sonra da şans bizim yanımızda değildi gibi yorumlar gelecek kesin... biz fenerliler buna şans demiyoruz ama "iyi oynayan kazandı" diyoruz :)))) hep olduğu ve yarın da olacağı gibi...